Savaşa Hayır Demiş Bir Asker için Savaşan Bir Anne

Linton Weeks
Washington Post Staff Writer
Perşembe, Ocak 4, 2007; C01


Carolyn Ho, Phoebe Jones ve diğerleri, Ho’nun Irak’ta görevi reddeden oğluna destek için lobi çalışmaları yapıyorlar (Robert A. Reeder -- The Washington Post)
Carolyn Ho misyonu olan bir anne.

Irak’ta konuşlanmaya karşı çıkan ilk subay olan 1. orduda görevli oğlu; Lt. Ehren Watada için destek toplamak üzere Aralığın ortasında Washington’a geldi.

Lt. Ehren Watada bir mucize olmazsa, 5 Şubatta, Seattle’ın 83 km güneyinde Fort Lewis’de askeri mahkemede yargılanacak. Eğer suçlu bulunursa askeri hapishanede 6 yıl yatacak. Bugün hazırlık tahkikatı yapılacak.

Anne, birçok Amerikalı gibi başkente gelerek dünyayı değiştirebileceğini düşündü. En azından kendisine ait, küçük bir parçasını.

O tamamıyla içgüdüleriyle, oğlunu korumak için, bir annenin gücüyle yapabileceği her şeyi yapmak isteği ile hareket ediyordu. “Ne alabilirsem almak için buradayım” diyordu Honolulu’lu Ho. Koyu saçları arkadan toplanmış. Oğlundan bahsederken koyu gözleri nemleniyor. Yumuşak bir sesle “bütün bunları ortaya koyacağım” diyor

Bugünkü tahkikattan önce en azından bir destek mektubu umut ediyordu. Dün öğleden sonra bir mektup ulaştı. O kadar endişe ve çabadan sonra.

Kongre lobiciliği kolay iş değil.

Oysa ona kongre binasındaki macerasında, birçok mevsimlik lobici eşlik etmişti, onun konuşmasına izin vermişlerdi. Koridorlar boyunca; Senatörler Patty Murray (D-Wash.) ve Daniel Akaka (D-Hawaii)’nın ofislerinde memurlarla ve Temsilcilerden Lynn Woolsey (D-Calif.), John Conyers (D-Mich.) ve Maxine Waters (D-Calif.)’ın yardımcılarıyla oturdu.

Kapıların kapalı olduğu toplantılarda Ho aynı hikâyeyi anlattı. O çabalarını, Bush yönetimine her açıdan meydan okuyan çok yönlü bir dalganın bir parçası olarak görmüştü. Aynı sıralarda Başkan, Irak’ta asker sayısının artırılmasını savunuyordu.  Sivil tarafta ise sesini duyuran savaş muhalifi insanların sayısında artış vardı. “Benim oğlumun da bu hareketin parçası olduğuna inanıyorum” dedi Ho.

Ho’yu ve Watada’yı destekleyen Uluslararası savaş karşıtı ağdan, Küresel Kadın Grevinden Phoebe Jones, kongre binasında, Ho’nun yanındaydı. “Annelerin işi çocuklarından başlayarak hayatı korumak” diyerek açıklıyor Jones. “Ve bu gerçekten savaşın hoyratlığının tam tersi birşey”.

Ho kongre binasında broşür dağıttı. Kendisinden uzun, yüzü daha geniş ama kendi gülüşüne sahip oğlu Watada’nın fotoğraflarını dağıttı.

Oğlunun düşüncelerini gerçeklere dayanarak verdiğini söylüyor. Watada Irak’ta eğitim görür ve savaşın yasadışı olduğuna karar verir. İstifa etmeye ve onuruyla hizmetten ayrılmaya çalışır ancak ordu buna izin vermez. Afganistan’a gönderilmeyi ister fakat isteği reddedilir. Irak’ta sivil görev teklif edilir, o “hayır teşekkürler” der.

“Çünkü Amerika birleşik Devletleri düzmece önermelerle savaşa girdi” diyor Ho, “bu savaş yasadışı”. Bu yüzden de emirlere uymamak oğlunun anayasal görevi.

Ho daha sonra Kongre üyelerinden olaya müdahil olmalarını istedi. İşin ideali, ordunun oğlunun istifasını kabul ederek, ona karşı tüm suçlamaları düşürmek olurdu. “Askeri hapishaneye girmemeli” diyor, “Watada’nın sesi tümden bastırılacak”.

“Burada kim suçlu? Savaş suçlarında yer almayı reddeden mi?” diye soruyor Ho.     

Orduya göre mesele basit. “Savaşa giden yolda Fort Lewis’ten geçen on binlerce asker özel muamele talep etmedi” diyor ordu sözcüsü Joe Piek. “Watada, 28 yaşında, pek de benimsenmeyen bir savaşta savaşmak zorunda kalabileceğinin tam bilgisiyle, 2003’te askeri hizmete yazıldı” diyor Piek. “Bu, Irak’ta görev için emirleri reddeden bir askerin meselesi…. Karar noktası burası”.

Watada 22 Haziran’da, 3. Tugay’ı Kuveyt’e götürecek uçaklardan birine binmediği için, “faaliyet atlamak” ile itham edilmekte. Kuveyt’de tugayın 4000 askeri, teçhizatlarını teslim almıştı.

Watada aynı zamanda, sonrasında verdiği beyanatlar nedeniyle “bir subaya yakışmayacak davranışta bulunma” ile suçlandı. Şimdi ise özel bir taburda, mahkemeye çıkacağı günü beklerken günlük askeri görevlerini yerine getiriyor.

Piek “Orduya katıldı ve içinde kendisine verilen emirleri yerine getirmenin de olduğu andı içti. Onun birimi, içinde olan herkesin konuşlandırılacağı “stop-loss” kategorisindeydi. Bundan kaçamazsınız ve değiştiremezsiniz, özellikle de deneyimsiz askerseniz nereye gideceğinizi seçemezsiniz”

Watada’nın avukatı Eric Seitz’e göre ise durum daha karışık. Amerika Birleşik Devletleri iki tarafın argümanları ile de konuşuyor. “Biz, başka ülkelerde emirlere uyup savaş suçu işleyen askerler hakkında cezai takibat açtık. Ancak bu reddedişi bu ülkede savunma olarak kullanmanız gerekiyor”

Watada’nın savunması: Savaşı halka açık sorgulamak “yakışıksız davranış” değil ama ifade özgürlüğünün kullanılması. Ve “faaliyet atlamaya” hakkı var çünkü o yasadışı olduğuna kanaat getirdiği bir girişime katılmayı reddediyor.   

Kongre çalışanları Carolyn Ho’ya karşı kibar ve saygılılardı. Birçok kez uygunsuz bir zamanda geldiği söylendi. Kongre tatiller nedeniyle ertelenmişti ve askeri mahkeme öncesinde fazla bir zaman yoktu.

Bir umut ışığı doğmuştu: Yolda ona birisi, Ordu Bakanına kongre üyeleri tarafından yollanacak çağrı mektubunun Watada için destekleri canlandırabileceğini söyledi. Ya da bir “sevgili meslektaşım” mektubu kongrede diğerlerinin dikkatini Watada’nın durumuna çekebilirdi. Bir görevli “özel çözüm” fikrini ortaya attı, kongre üyelerinin bir kişiyi etkileyecek bir ilan ilettiği gizli bir hareketti bu. “Bunlar ihtimaller” dedi Ho. Fakat gün ilerledikçe yüzünde bitkinlik belirdi.

Teşvik ve iyi dileklerden biraz fazlası ile oradan ayrıldı. Bir lisede yönetici Eylülün başından beri izinliydi. İşe geri dönmek zorundaydı.

Ho boşanmıştı. Eski kocası Bob Watada da destek toplamak için ülkede, kiliselerde, sivil organizasyonlarda konuşmalar yapıyordu. Ho Ekim ve Kasımı batı kıyısında, Aralığın çoğunu da doğuda geçirdi. Bir etkinlikte, bombalara karşı olan annelerin içgüdüsünü “anneizm” olarak adlandıran Cindy Sheehan ile aynı kürsüde yer aldı.

Ho Noel için Hawaii’ye geri döndü ancak bu hafta tahkikat için burada olacak.

Fort Lewis’ten, Ehren Watada telefonda, üniversitede olduğu sırada -9/11 sonrası- ülkesine orduda hizmet etmeye nasıl karar verdiğini anlattı.  Honolulu’daki kayıt ofisine girer ve görevliye adaylık okuluna gitmek istediğini söyler. Çocukluk astımı nedeniyle fiziki olarak uygun değildir. “Kalbim kırılmıştı. Solunum problemim olmadığını göstermek için testlere bir dolu para harcadım. Testleri başarı ile geçtim ve 2003 Mart sonu kabul edildim.”

Watada’nın babası orduda görev yapmamış ancak birçok akraba 2. Dünya Savaşında savaşmışlar. Hatta biri Kore’de ölmüş. Bir diğer akraba Vietnam’daymış. “Ailemizde ülkeye hizmetin bir tarihi var” dedi.

Watada imzayı attığı zaman için, “Bugün bildiklerimi o gün bilmiyordum, ordu ve hükümet bana Irak’ın yakın bir tehlike arz ettiğini söylediklerinde onlara inandım” diyor.

Watada, Amerika Birleşik Devletleri’nin Irak’ta olmaması gerektiğini anlamasının birkaç yılını aldığını söylüyor. Watada 2006 Ocakta istifasını sundu. “Birimimin kumandanları bu husustan çok da memnun olmadılar”.  Şaşırmışlardı, çünkü o noktaya kadar Watada olumlu değerlendirmeler almıştı.

“Savaşı durduramam” diyor Watada. “Ama eğer Amerikalılar bu savaşın yanlış olduğuna inanırlarsa savaşı durdurmak için yapabilecekleri her şeyi yapıyor olmalılar”

Annesi yapabileceği her şeyi yapıyor. “İnsanlar ihtiyatlı adım atıyorlar” diyor, dün kanun yapanlar hakkında.  “Bir bekle-gör politikası var”      

Ho, dün temsilci Maxine Waters’dan özel bir mektup aldığında basın toplantısı için Tacoma/Wash’daydı. Telefonda da bir kısmını okudu:

“[1. Lt Ehren Watada]’nın yükselttiği sorun halka açık tartışılmayı ve üzerine düşünülmeyi hak ediyor. Bir kongre üyesi olarak ben de kendi bulunduğum platformu ve “Irak’tan dışarı” komitesini, bu yönetimin başarısızlığa uğramış politikalarına dikkat çekmek için kullanacağım. Oğlunuz Irak Savaşına itirazı ile ne kadar namuslu ve onurlu olduğunu gösterdi ve size tavsiyem onun adına çok çalışmanızdır.”

Ho iç çekti ve mektubu hayal kırıklığına uğratıcı bulduğunu söyledi.

Ama yine de bir şeydi.

ENGLISH  http://www.washingtonpost.com/wp-dyn/content/article/2007/01/03/AR2007010301914.html

HOME